Hayatımda her şey yolundayken neden bir anda kötü hissediyorum? Hayatımızı genel itibari ile düşündüğümüz zaman aslında her şeyin güzel ve yolunda olduğunu görürüz. Fakat bunların farkında olmamıza rağmen bir anda hayatımızdan memnun olmamaya başlarız ve kendimizi kötü hissederiz. Buna sebep olan şey nedir? Gelin sizlere Psikolog Miray Sağlamın bu konuda düşüncelerini paylaşalım.
Hayatımda Her Şey Yolundayken Neden Bir Anda Kötü Hissediyorum?
Hayatımda Her Şey Yolundayken Neden Bir Anda Kötü Hissediyorum? Evimizde, iş yerimizde, sosyal hayatımızda hatta yolda bazen aksilikler yaşar ve zaman zaman hiçbir şeyin yolunda gitmediğini düşünebilir; umutsuzluğa kapılabiliriz. Ya da her şey yolundayken ”Şimdi kötü bir şey olacak” hissi yaşayabiliriz.
Yaşadığımız güçlükler, olumsuzluklar çok doğaldır ve her zaman olmuştur, olacaktır da. Olumsuzluklar olmasa hayatın bize sunduğu güzelliklerinde bir anlamı olmazdı, değil mi? Her şey, zıttı ile anlam kazanır. Hüzün, keder olmasa sürekli mutluluğun da anlamı olmazdı sanki.
Bunların yanı sıra hayatında gerçekten her şey yolunda gidiyor gibi gözükürken aslında tam olarak da öyle olmayabilir mi? Sor bakalım kendi;
Herkese, her şeye yetişmeye çalışırken, kendine geç kaldığın zamanlar yaşıyor musun? Kendinle ne kadar vakit geçiriyor ve ihtiyaçlarını önemsiyorsun?
Gün içinde yaşadığın olayları nasıl karşılıyorsun? Felaket senaryoları üretip, gerçekliği olmayan kaygılar üretip, bunlarla boğuşuyor olabilir misin?
Yaşadığın kayıp veya yasları reddediyor, olayların seninle hiçbir ilgisi yokmuş gibi davranıyor olabilir misin?
Mükemmeliyetçilik hissiyle, sonsuz ihtimale sahip bu dünyada, her şeyi kontrol etmeye çalışıyor ve tek başına tüm dünyanın yükünü sırtlamaya çalışıyor olabilir misin?
Hep hayalini kurduğun o hayatla içerisinde bulunduğun hayat çok farklı yerlerde mi? Evet, hayaline ulaşmış olmaktan ziyade önemli olan hayalin için çabaladığın bir yolda mısın? Yani hayalin için çabaladığı bir yolda mısın? Yani amacına yönelik bir çaba içerisinde olmadığını düşünüyor olabilir misin?
Kendine bu soruları sorarak başlayabilirsin. Fakat lütfen kendine karşı dürüst ol.
Eğer daha çok ”eksiklik” gibi bir boşluk hissediyorsan, onu kabul et ve kendine nazik ol. Verilen her saniyede yapabildiğinin en iyisini yaptığını hatırla. Önce kendi hislerini ve ihtiyaçlarını fark etmekle başla. Her ne kadar zor olsa bile, kedini ve hislerini reddetmekten kaçın.
Geçmiş yaşantılarını ve bu hislerini keşfettiğinde, kendine şefkatli bir şekilde konuşmayı deneyebilirsin. Örneğin, ”Bu kadar yalnız hissetmek zordu.” ya da ” Haklısın, daha fazla sevgiye ihtiyaç duymuştun.” gibi bir yaklaşım sana daha iyi hissettirecektir.
Bunların yanı sıra, ”Her şeyden endişe ediyorum. İçimde her an kötü bir olay olacakmış korkusu var. Çocuğum biraz geç kalsa acaba başına bir şey mi oldu… Eşim aramasa acaba başına bir şey mi geldi… Trafik kazası mı geçirdi diye kaygılanıyorum. Günde 10 defa annemi arıyorum acaba sağlık mı diye, gece eşimin veya çocuklarımın ölecekler diye nefeslerini kontrol ediyorum. İşlerim yolunda gidiyor, ancak her an bir şey olacak ve ben işimi kaybedeceğim diye korkuyorum.” gibi cümleler tüm hayatınızı sarmışsa ”yaygınlaşmış kaygı bozukluğundan” bahsedebiliriz.
Bu durum özellikle aşırı mükemmeliyetçi, detaycı, titiz, aşırı duyarlı kişiliklerde görülebilir. Bu kişilerde kontrolülük davranışı olması gerekenden fazladır. Stresli bir dönemden geçtiklerinde beyin kimyaları bozulur. Bu kimyasal bozulma kendisini ”hayattaki hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğim” düşüncesiyle gösterir. Sonuçta hayatın her alanında kaygıyla giden bu bozukluk ortaya çıkabilir.
Böyle bir durumda bir psikiyatrist ve psikolog eşliğinde tedavinizi sürdürmeyi tercih etmelisiniz. Sağlıklı günler dileriz…
Kaynak = Psikolog Miray Sağlam