Aşı olmazsak ne olur? Aşını tarihi. Aşının gelişimi. Covid-19’un hayatımıza girmesiyle birlikte maske ve aşılarda hayatımıza girdi. Şuan için tek kurtuluş yolumuz aşı vurulmak. Peki aşı vurulmazsak ne olur? Aşı vurulmayanlar vurulanlara göre daha çok tehlikede mi? İşte haberimizin detayları…
Aşı Olmazsak Ne olur?
Aşı; insan vücudunun zayıf düşmesine neden olan bakteri yada virüslerin , hastalığa neden olan özelliklerinin laboratuvar ortamında etkisizleştirilmesiyle vücuda enjekte edilip , vücudun onu tanımasına ve böylece vücudun bu bakteri yada virüse karşı bağışıklık sağlamasına yardımcı olan bir ilaç metodudur.
Aşının atası 15. yüz yıllara dayanmaktadır. Adına variolasyon denilmekteydi. Variolasyon, çiçek hastalığına neden olan bir virüs. Variolasyonların çeşidi var. Örneğin; yaraların kabuklaşan kısımlarından parçalar alınır toz haline getirilir ve insanların burunlarına bir çubukla verilirdi yada vücuda bir kesik atılır ve kesikten içeri dökülürdü. Çin’den sonra Orta Asya’ya oradan Kafkasya’ya ve sonunda Osmanlıya kadar gelir. Burada İngiliz büyükelçinin eşi bu variolasyon yöntemini görür ve çocuklarının bu hastalığa yakalanması üzerine bu yöntemi kullanmak için papadan izin isteyen bir mektup yazar. Bu mektup aşılama yönteminin en eski belgedir.
Buruna üflenen yara kabuklarından bugün kola enjekte edilen hatta ağız yoluyla alınan sıvıya kadar ilerledik. Aşı ile ilgili her zaman hurafeler, şehir efsaneleri ortaya atılmıştır. Çünkü insanlar bilmedikleri şeylerden hep korkmuşlardır. cip takılması, kısırlaştırması başka hastalıkları tetiklemesi gibi… Zamanla insanlar bu korkularının üstesinden gelip aşıyı kabullendiler bu yüzden şu anda çocuk felci, kızamık, verem… gibi hastalıklar önlenebiliyor.
Korona aşısı hemen 1 yılda bulunmadı. daha hastalık ortada yokken bile farkında olmadan başka bir hastalıkla ilgili yapılan çalışmalar Korona aşısının bir yıl içinde ortaya çıkmasına vesile oldu. Afrika’da kanat çırpan bir kelebek Amerika’da fırtına yaratabilir sözünün doğruluğu burada da karşımıza çıkıyor.
Aşı olmak istemeyen insanların aşıya karşı olmaları normaldir. Çünkü sonuçta bilinmeyen bir virüse karşı etkisi tam bilinmeyen bir aşı ama ya virüsle karşılaşıp vücudunun bu virüse yenilmemesi ve sağlam mücadele etmesi için dua edeceksin ( tabii bağışıklığına ve hiç bir hastalığının olmamasına güveniyorsan) yada yüzyıllardır süren ve her geçen yıl gelişen eğitim ve teknolojinin yardımıyla geliştirilen aşıyı olup bir şey olmaması için dua edeceksin. Virologlar aşı olmayan insanların bir gün mutlaka virüsle karşılaşıp enjekte olacaklarını söylüyorlar. Sürü bağışıklığı için nüfusun %95 inin aşılanması gerektiği söyleniyor. Aşısız olacak olanlar yeni doğanlar erken doğanlar entübe ve hastalıkları nedeniyle aşı olamayan insanlar. Onların korunması nedeniyle aşılanma oranın yüksek miktarda olması gerekmektedir. Aşılanmanın az olması yada durması durumunda virüs farklılaşıyor çeşitleniyor. artık geliştirilen aşılar bu çeşitlenen virüse karşı etkisini yitirebiliyor. Yani aslında şuandaki virüsü ne kadar az değişime uğratabilirsek o kadar onu daha iyi tanıyabiliriz ve onu ortadan kaldırabiliriz bu da ancak aşılanmayla olur.
Not: bu yazı aşı olunması yada olunmaması ile ilgili bilimsel yada tavsiye niteliğinde bir yazı değildir.