Neşet Ertaş Kimdir? Ne Yapmıştır?
Neşet Ertaş Kimdir? Ne Yapmıştır?
Neşet Ertaş Kimdir? Ne Yapmıştır? Halk ozanlığı ve abdallık geleneğinin son temsilcisidir.
Abdallık; gezgin dervişlere verilen unvandır.
Abdallar, göçebedir. Neşet Ertaş da Horasandan Anadoluy’a göç edip kırşehire yerleşmiştir. Abdallar müziği meslekten ziyâde hayatın kendisi olarak görmüşlerdir, nota bilmezler, içlerinden geldiği gibi müzik yaparlar. Abdallık babadan oğula geçer. Saltanattaki gibi mal mülk değilde samimiyet, paylaşmak, alçakgönüllülüktür bırakılan şey. Dış görünüşe değil de insanın özüne değer verirler.
Neşet Ertaş 1938 yılında Kırşehir’in çiçek dağı ilçesinin abdallar köyünde doğdu. Babası Muharrem Ertaş abdallık geleneğinin bilinen en güçlü temsilcilerinden biriydi. Göçebe hayat sürerek sazıyla, sözüyle geçimini sağlamıştır. Neşet Ertaş 12 yaşında annesi Döne hanımı kaybetmiştir. Yıllarca babasıyla köy köy gezerek düğünlerde saz çaldıkları için okula gidememiştir.
Bir gün düğünde gördüğü bir kıza sevdalanmıştır. Kızın babası saz çalıp türkü söylediği için kızını Neşet’e vermek istemez. Onun gönül verdiği mesleği aşağılandığı için bu durum çok ağırına gitmiştir. 14 yaşındaki Neşet köyünü bırakıp yola düşmüştür. Yurttan sesler programında türkü söylemek için Ankara’ya gider. 3 defa gidip saatlerce radyo binasının önünde beklemiştir sonunda Neşet’i dinlemeyi kabul etmişlerdir ve çok beğenmişlerdir. Programa kabul edilmiştir ertesi gün İstanbul’a varır. Bir plak dükkanına girip ben saz çalarım deyip başlar çalmaya Neşet’in o yanık sesi Şençalar plağın sahibi Kadri Şençaların yüreğine dokunur. Neşet iki plak doldurur ve Ankara radyosunda ayda 2 defa program yapmaya başlar. Yavaş yavaş nam salar ve besteleri birçok insan tarafından dinlenmeye başlar.
Ankara’da Leyla adında bir kadınla evlenir ama bu evlilik uzun sürmez. Leylasından ayrıldıktan sonra artık daha bir içli söylemeye başlar. “Yazımı Kışa Çevirdin” türküsünü de Leylasına yazmıştır. Özledim demez Neşet Ertaş “Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen” der. Seni seviyorum demez, “Evvelim sen oldun ahirim sensin der”. Bu aralar dertlidir içkiyi fazla kaçırır Neşet usta ve sol tarafı felç olur. Tedavi olmak için Almanya’daki kardeşinin yanına gider. 27 yıl orda kalır sağlığına kavuşur ve ününe ün katar. Artık çok tanınan plakları milyonlar satan bir sanatçıdır. Gurbetlik zor gelir sonunda Türkiye’ye döner.
UNESCO Neşet Ertaş’ı yaşayan insan hazinesi olarak adlandırmıştır. Hiç okula gitmemiştir ama İTÜ devlet konservatuvarından Fahri Doktor unvanı almıştır. Bağlamada tavırları ve eşsiz eserleri konservatuvarlarda ders olarak okutulur. Öyle saygılı bir insandır ki Neşet Ertaş sahnede ceketini çıkarmak için bile seyircilerden izin ister. Bir gün konsere geldiği bir ilde Belediye Başkanı Neşet Ertaş’a konserin paralı olmasını teklif eder. Neşet Ertaş ben gençlerin cebindeki ekmek parasına, sigara parasına göz dikmem der. Öyle gözü, gönlü tok bir insandır. Neşet Ertaş’a Devlet Sanatçılığı unvanı verilmek istenir ben Halkın sanatçıyım diyerek reddeder. Evine giren hırsız için bile ben evime hırsız girdiğine üzülmüyorum, yurdum insanının hırsızlık yapmak zorunda kalmasına üzülüyorum diyecek kadar güzel gönüllüdür Neşet Baba. Bir gün bu güzel insan yorulup gider bu dünyadan. Kendi sözüdür bu; “Ben ne zaman ölürsem, bana öldü demeyin yoruldu gitti deyin.”
