KIBRIS MESELESİ
O zamanlar Kıbrıs İngiliz sömürgesi altındaydı. 1954’te İngilizler Kıbrıs’tan çekildi.
1959 Londra – Zürih antlaşmalarıyla Türkiye-Yunanistan-İngiltere garantörlüğünde küçük bir Kıbrıs devleti kuruldu.
Kurulan bu devletin Cumhurbaşkanı Macarios, Başbakanı ise Dr. Fazıl küçük olmuştur.
Tam sorun çözüldü derken Yunanistan Kıbrıs’ı tek başına yönetmek için türlü oyunlara başvurarak Kıbrıs’ta EOKA adında bir örgüt kurdu.
Bu örgütün ENOSİS adında bir planı vardı. ENOSİS birleşme anlamına gelen yunanca bir kelimedir. Yani bu planı biraz açacak olursak, Kıbrıs’ ıda içine alan büyük yunan devleti kurma hayali..
Yunanlıların bir diğer planı ise AKRİTAS PLANI;
Şok bir baskınla Türkleri katletme hayali.
Türkler bunlara karşı tabi ki boş durmadı. Türk Milli İstihbarat Teşkilatının desteğiyle Kıbrıs’ta bir Volkan teşkilatı ve Türk Mukavemet Teşkilatı kurdular.
Bu şekilde karşılıklı atışmalar devam ederken 1963’te Kanlı Noel olayı yaşandı ve 24 kadar Türk Yunanlılar tarafından şehit edildi. Bunun üzerine Türkiye garantörlük anlaşmasına dayanarak Kıbrısa müdahale etmek istedi. Ama ABD bunu “Johnson mektubu” ile engelledi. Johnson mektubu içeriğinde, “Türkiye benim verdiğim Nato silahlarıyla bir başka Nato ülkesine saldıramazsın” notu yer alıyordu. Yani ABD açık açık Yunanlıları korudu. Böylelikle bu mektup Türk-ABD ilişkilerinde bir güven sorunu ortaya çıkardı.
Batıyla yani ABD ile küslük başlayınca dönemin Türkiye Başbakanı Süleyman Demirel 1967’de doğuyu yani SSCB’yi ziyarete gitti. O zamanlarda işler böyle işliyordu. Doğuyla küsülünce batıyla yanaşılıyor. Batıyla küsülünce doğuyla yanaşılıyordu. Süreç böyle devam ederken 1974’te EOKA’cılar (yunan örgütü) Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makariosu devirdi.
Yunanlılar amacına adım adım ilerliyordu amaç başta bahsettiğimiz gibi Akritas Planını uygulamak yani şok bir baskınla Türkleri katletmekti.
Bunun üzerine Türkler sözde bir barış harekâtı düzenlemek istedi.
1976 KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI
Dönemin Türk Dış İşleri Bakanı Turan Güneş ABD ile görüşmeye gitti. ABD yine Yunanlılardan taraf olduğunu söyledi. Turan Güneş Türklere “Ayşe Tatile Çıksın” parolasıyla haber verdi. Ayşe, Turan Güneş’in kızıydı. Telefonlar dinlendiği için böyle bir parola kullanmışlar. Bunun üzerine Türkler yunan radyolarına akşam 5’te geliyoruz harekât başlıyor haberi verdirdi. O zamanlar ulaşım sıkıntılı olduğu için biraz geç kalındı. Yunan radyolarında Kıbrıs Türklerinin moralini bozmak için akşam 5’te şu şarkı çalıyordu: “Bekledim de gelmedin hiç mi beni sevmedin.” Türkler akşam 5’te yola çıkmışlar ve ancak gece Yunanistan da olmuşlardı. Bunun üzerine Türk radyolarında şu şarkı çalıyordu: “Bu kadar yürekten çağırma beni bir gece ansızın gelebilirim.” Hatta o zamanlar çok bilinen şuanda da hâlâ değerini koruyan “Mavi Boncuk” filminde de Kemal Sunal bu şarkıyı söylemişti. Yani o dönemlerde de filmlerle siyasi hayata atıfta bulunuluyordu.
Ve Türkler gece yarısı yunan adasında harekâtı gerçekleştirdi. Bu harekât sırasında Pilot Cengiz Topel ile birçok askerimiz şehit edildi ve adanın yaklaştık %35’lik bölümü ele geçirildi. Bölgede yaşayan Türk halkının güvenliği sağlandı. Bu olay ABD’nin hoşuna gitmedi ve Türklere ambargo uyguladı. Yani Türkler ithalat ve ihracat yapamayacaktı. ABD böyle yaparak Türkleri cezalandırdığını sandı ama tam tersi alım satım yapılamayınca kendimiz üretime geçip, kalkınmaya başladık ve 1983’te KKTC’yi Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş önderliğinde kurduk.
